Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Milletvekili Adayı Hakan Öztürk, Kadıköy’de Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcileri ve öldürülen kadınların aileleriyle bir araya geldi. Platform temsilcileri ve aileleri, 14 Mayıs seçimlerinde Yeşil Sol Parti’ye takviye yapacaklarını açıkladı.
Kadıköy’de bugün düzenlenen toplantıya Yeşil Sol Parti İstanbul 1. Bölge Adayı Hakan Öztürk ile Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu temsilcileri Fidan Ataselim, Dilber Sünnetçioğlu ve Sevecen Yalıncakoğlu, Aysun Yıldırım’ın annesi Hüsniye Yıldırım, Helin Palandöken’in babası Nihat Palandöken katıldı.
Burada söz alan Hakan Öztürk, “Tabii ki kadın emeğinin meclise yansımasını istiyoruz. Bazen bu yansımayı oturup tartıştığımızda değil, kadın örgütlerinin tüm tartışmaları fiilen meclise yansıdığında düşünüyoruz. Çünkü kadınlar çok yoğun bir çaba sarf ediyor. İtirazlarını en üst düzeyde dile getiriyorlar. Kendi somut bahislerini yaparlar. Canlarını yakan bütün meseleleri ortaya koyuyorlar ama bir örneğini görüyoruz ki İstanbul Sözleşmesi bir gecede terk edildi. Ertesi gün kadın örgütlerinin itirazlarını gördük. TBMM’de kadın söylemi güçlü bir biçimde yükselse ve arkasında kadın örgütleri olsa İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılabilir miydi? çıkamadım 6284’ün iptali şu anda konuşulabilir mi? Yapılamazdı. Onun için diyoruz ki toplantı ve bazen temas kurmadan, mecliste olmak, tartışmalara katılmak, dertlerini mecliste anlatmak. Bu devre dışı bırakıldığında reaksiyon devreye girer. Kadın düşmanlığı devreye giriyor. Böylece hukuk alanında kadınların lehine olan yasalar dışlanıyor. Bunu kabul etmiyoruz. Kadınların her eyleminde polis onları engelliyor ve şiddet uyguluyor. Bu meclisin çok zayıf olduğunu görüyoruz.”
Öztürk’ün ardından söz alan Fidan Ataselim, “Bu görüşme için çok teşekkür ederim. TBMM’de fikren temsil edilme çabamızın, eşitlikçi adayların Meclis’te çoğunlukta olmasını, özellikle kadın düşmanı bir ittifakın olduğu durumlarda, Meclis’te eşit temsil olmasa bile, çok önemli buluyoruz. Ancak birkaç önemli kritik konuya değinecek olursak, İstanbul Sözleşmesi’nin geri çekilmesi ve 6284 kadını şiddete karşı koruyacak yasanın tartışma ve müzakere konusu olarak ele alınması aslında önünde büyük bir engeldir. Kadınların eşit ve özgür yaşama çabaları. Kadın cinayetlerinin durdurulması, İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun’un uygulanması için elimizden geleni yapacağız. Meclisteki eşitlikçi milletvekilleri ile bu bağı kurarak, fikirlerimizin aktif olarak hayata geçmesini sağlamak için harekete geçeceğiz. fikirlerimizle, gücümüzü oraya yansıtarak. Ancak son zamanlarda çok gündeme gelen bir sorun, çeşitli vaatler arasında konuşuluyor, destek paketleri olacağı ya da evde kadınlara yönelik çeşitli takviyeler olacağı yönünde açıklamalar var, biz bu konuda daha köklü değişiklikler yapılacağını düşünüyorum. Temel yaklaşım olarak kadınların konuttan mahrem alandan çıkmasının çok değerli olduğunu ve bu nedenle kadınlar fiilen çalışmak isterken istihdamlarının önünde birçok sorun olduğunu ya da iş bulma konusunda sıkıntıların olduğunu düşünüyoruz. bakım yükü, çocuk bakımı, hasta bakımı gibi sosyal roller nedeniyle omuzlarında önemli bir yük vardır. Bir yumurta tavası var ama bu tavayı çıkarabiliriz. Halk yapabilir. Bu yüzden kadınlara yardım değil, iş sağlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bir diğer değerli sorunun da şu olduğunu düşünüyoruz. Hatırlayacağınız üzere kadınlarla ilgili bir bakanlığımız vardı. 2011 yılında Kadın ve Aile Bakanlığı, aileden sorumlu bakanlık olmuş, daha sonra adı değiştirilerek Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, ardından da Çalışma Bakanlığı ile birleştirilmiştir. Hanımın adı bakanlıklardan tamamen çıkarılmıştır, bu nedenle kadın cinayetlerinin bu düzeyde işlendiği, kadın haklarının ihlal edildiği bir Türkiye’de Kadın ve Eşitlik Bakanlığı kurulması gerektiğini düşünüyoruz. Mevcut siyasi iktidar iki maddede Anayasa değişikliği önermişti ama biz o dönemde ancak çoğulcu bir Anayasa yapacağımızı söyledik. Bu nedenle mevcut Anayasa’nın uygulanmadığı bu sistemde umarız eşitlikçi ve özgürlükçü adayların Meclis’te yer bulmaları durumunda tüm kadın meclisleri, kadın örgütleri, işçi örgütleri ile birlikte bunu başarabileceğimizi düşünüyoruz. tüm ezilen kesimlerin özne olduğu bir Anayasa yapım süreci inşa etmek. Hep birlikte cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime dayalı bir Anayasa yapmak istiyoruz. Fikirlerimizi önemsediğiniz için çok teşekkür ederiz, bundan sonra da birlikte çalışmaya devam edeceğiz.”
Öldürülen Aysun Yıldırım’ın annesi Hüsniye Yıldırım, “Adalet için büyük bir mücadele verdim. Bu süreç bizim için çok sinir bozucuydu. Mevcut hükümet hiçbir zaman kadınların yanında olmadı. İstanbul Sözleşmesi feshedildi. Yanlış her zaman bayandır. Yanlış her zaman bir kadın olmuştur. Kadınlar adaletsizliğe müdahale ettiklerinde hep haksız duruma düşürüldüler. Senden eşitlik istedik. Daha fazla bir şey istemedik. Leydi bu ülkenin gücüdür. Ama hanımlar hep taciz edildi. Biz hakkımızı ararken polis müdahale etti. Kızım öldürüldüğünde o polis neredeydi? Bunu defalarca sorguluyorum. Dediğiniz gibi meclisteki sesimiz olmanızı, eşit haklara sahip olmanızı bekliyoruz ve bu çabamızda sizlerin büyük desteğine ihtiyacımız var.”
Helin Palandöken’in babası Nihat Palandöken, “Bu hükümet 6284’e göz dikti. Gücünüze de göz diktik. Gücünüzü sizden alıyoruz. Kadınların, mazlumların, emekçilerin gücüyle gücünüzü elimizden alacağız. 13.Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüştüm. İstanbul Sözleşmesi, bireysel silahlanma ve 6284 ile ilgili taleplerde bulundum. Sizinle birlikte yürüyeceğiz” dedi.
